İtalyancanızı Geliştirecek En İyi 10 Film

İtalyancanızı Geliştirecek En İyi 10 Film ; İtalyancanızı geliştirmek için en zevkli yöntem film izlemektir bu yazımızda İtalyancanızı geliştirecek en iyi 10 film’den bahsedeceğiz ;

Geliştirilmiş iletişim: İtalyanca, İtalya’da ve diğer bazı ülkelerde yaygın olarak konuşulan bir dildir ve onu konuşabilmek, anadili İngilizce olan kişilerle iletişim kurma becerinizi büyük ölçüde geliştirebilir.

Kültürel anlayış: İtalyanca, ülkenin zengin tarihi, sanatı ve kültürüyle yakından bağlantılıdır. Dili öğrenmek, size İtalyan toplumunun bu yönleri hakkında daha derin bir anlayış ve takdir verebilir.

Kariyer fırsatları: İtalyanca bilgisi, İtalyanca’nın yaygın olarak konuşulduğu ülkelerde turizm, moda, gıda ve ithalat/ihracat gibi sektörlerde iş fırsatları yaratabilir.

Beyin gelişimi: Yeni bir dil öğrenmenin, hafızayı ve problem çözme becerilerini geliştirmek gibi bilişsel faydaları olduğu gösterilmiştir.

Kişisel gelişim: Yeni bir dil öğrenmenin zorluğunu üstlenmek ödüllendirici ve güven artırıcı bir deneyim olabilir.

Malena (2000)

Usta isim Giuseppe Tornatore’nin yönettiği film, küçük ve geri kalmış bir İtalyan kasabasında yaşayan, Monica Bellucci’nin canlandırdığı Malena adlı bir güzele aşık olan genç Renato’nun hikayesini anlatıyor. Toplumsal eleştiri yaparken savaş sonrası İtalya’ya da ışık tutuyor. En İyi Sinematografi ve En İyi Müzik olmak üzere iki dalda Oscar adayı olan film, Ennio Morricone’nin harika müzikleri eşliğinde duygu dolu bir film izlemek isteyenler için birebir.

Il Postino (1994)

Filmde, kendi halinde bir postacı olan Mario, meşhur bir şairle tanışınca şiire ilgi duymaya başlar ve adanın güzellerinden Beatrice’i tavlamaya çalışır. Mario’nun tanıştığı meşhur şair ise İtalya‘nın küçük bir adasına sürgüne gönderilen ünlü Şilili şair Pablo Neruda! Film, 5 dalda Oscar adayı olmuş, ünlü besteci Luis Bacalov’un müzikleriyle En İyi Müzik dalında Oscar ödülünü almıştı. Postacı, sinemaseverlerin ve Pablo Neruda hayranlarının mutlaka izlemesi gereken bir film.

Cinema Paradiso

Ülkemizde ‘Cennet Sineması’ olarak vizyona giren bu İtalyan başyapıtı, vizyona girdiği dönemde tüm dünyada oldukça ses getirmişti. Giuseppe Tornatore’nin yönettiği film, En İyi Yabancı Film Oscar ve Altın Küre ödüllerinin yanı sıra Cannes Film Festivali’nde de Jüri Büyük Ödülü’nü kazanmıştı. Filmde, küçük yaşta sinema sevgisi ile tanışan Toto’nun yaşadığı kasabadaki sinema göstericisiyle dostluğunu, daha sonra gençliğini ve bir yönetmen olma yolunda başından geçenleri ‘geriye dönüşler’ eşliğinde izliyoruz. Ennio Morricone’nin muhteşem müzikleriyle dolu film, hem nostaljiyi hem de sinema tutkusunu tam anlamıyla seyirciye yaşatıyor.

La Vita e Bella

Hayat Güzeldir, vizyona girdiği tarihte tüm dünyada ses getirmiş, ülkemizde de kendine birçok hayran edinmişti. En İyi Yabancı Film, En İyi Erkek Oyuncu, ve En İyi Film Müziği dallarında Oscar ödülü kazanan film, 7 adaylık ile o tarihe kadar en çok Oscar adaylığı alan yabancı film olmuştu. Roberto Benigni’nin yazıp yönettiği ve başrolünde oynadığı film, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman işgali esnasında garsonluk yapan Yahudi bir kütüphanecinin, oğluyla birlikte toplanma kampına götürüldükten sonra yaşadıklarını anlatıyor. Guido, oğlunu yaşadıklarının bir oyun olduğuna inandırıyor. Guido’nun bu ortamda oğlunu koruma ve ailesini tekrar bir araya getirme çabasına tanık oluyoruz.

Ladri di Biciclette  (Bisiklet Hırsızları)

Ladri di Biciclette, hem tekniği hemde sinematografik estetiği bakımından İtalyan Yeni-Gerçekçilik akımının simgesi olarak kabul edilir.

Filmde, yönetmen İkinci Dünya Savaşı sonrasında fakirleşmiş Roma şehrinin içerisinde var olma mücadelesi veren işçi sınıfının sıradan yaşamı gözler önüne serilmektedir.

Benzersiz bir yalınlıkla, zor iş bulan işsiz birinin bisikletinin çalınması dramatik bir şekilde anlatılmaktadır. Çekimleri baştan sona kadar siyah-beyaz olarak gerçekleştirilmiştir.

İtalyan hükümetinin İtalya’yı kötü tanıttığı gerekçesiyle bir dönem gösterimini yasaklağı bir filmdir. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki yaşanan sefalet çıplaklıkla gözler önüne serilmektedir.

Cesare Deve Morire (Sezar Ölmeli)

Jül Sezar’ı, Brütüs’ü bir de gerçek mahkumlardan izlemek gerekir. Cesare Deve Morire de tam öyle bir yarı belgesel niteliğinde çekilmiş olağanüstü bir gerçekçiliğe sahip.

Gerçek mahkumlara bir yandan üzülürken bir yandan da oyunculuk işini kadar önemsediklerine şahit olduğumuz bir resital.

Filmden sonra şartlı olarak tahliye olan bir mahkum hayatına oyuncu olarak devam etmiştir. İki mahkumda filmde yaşadıklarını kaleme alıp kitap yazmıştır.

Mahkumlar film boyunca sahnelemek için tiyatro oyununa odaklanıp çalışırlar. Hazırladıkları tiyatro oyununun sonunda izleyicilerden övgüler alırlar.

Tiyatro oyununun gösterimi sonrasında cezaevinden ayrılırlar ve oluşan sessizliği mahkumlar hücrelerine girdikten sonra üzerlerine örtülen demir sürgülü kapıların sesi bozar.

Yönetmen Taciani Kardeşler; film süresi boyunca, kameralarını belgesel kadrajından ayırmamıştır. Zaman zaman alt açılar kullanarak izleyicilerin zihninde ikilemler ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir.

Miele (Bal) / Valeria Golino

Yönetmen, oyuncu Valeria Golino’nun ilk uzun metraj sinema filmidir. Film, Mauro Covacich’in “A Nome Tuo” adlı romanından uyarlanmıştır.

İrene, Roma şehri yakınındaki denize kıyı olan evde yaşamını sürdürmektedir. Babası, ailesi, yakın arkadaşları onu üniversite de eğitimini sürdüren bir öğrenci sanmaktadır.

Gerçekte ise “Miele” takma adına sahiptir. Bu isimle ölümcül hastalığı olan ötanazi kararı almış acı çeken insanları acı çekmeden ölmeleri için yasa dışı bir şekilde yardımcı olmaktadır.

Tüm hayatı bir gün Grimaldi ile karşılaşması sonucu değişir. Grimaldi de diğer ağır hastalar gibi Miele’den yardım istemiştir fakat onun hikayesi herkesten farklıdır.

Ayrıca filmin yönetmeni olan Valeria Golino, Türk asıllı italyan yönetmen Ferzan Özpetek’in “Harem Suare” isimli sinema filminden tanıdığımız Anita karakterini canlandırmıştır.

Gençliğin En İyisi – La meglio gioventu (2003)

İtalyan filmleri listemize 6 saat 40 dakika süren bu şaheser ile başlayalım. 1966’da genç Nicola ve Matteo, akıl hastanesinde kötü muamele gören Giorgia ile karşılaşır. İkili, genç kız için yapılacak bir şey olmadığını fark ettiklerinde adaleti sorgulamaya başlarlar ve bu onlar için bir dönüm noktası olur. Hippi olmaya karar veren Nicola, Giorgia gibi kişilere yardım etmek için psikoloji okur. Matteo ise adalet sağlayabilmek için polis akademisine girer. Film, iki kardeşin yaşadıkları ile birlikte İtalya’nın 40 yıllık tarihini gözler önüne seriyor.

Perfetti sconosciuti (2016)

7 iyi arkadaş, harika yemeklerle dolu bir sofrada bir araya gelirler. Yemek yerken uyumlu bir şekilde muhabbet ederler. Ancak her şey bir anda farklı bir boyut kazanır. Çünkü herkes telefonlarını masaya koyacak ve arama, mesaj, mail gibi tüm kişisel bilgilerini paylaşacaktır. Böylece herkesin sırları ortaya çıkacaktır.

Aşkın Getirdikleri – Le conseguenze dell’amore

Titta, sahip olduğu sırları her ne pahasına olursa olsun saklamaktadır. Bu sırlar yüzünden sekiz yıldır İsviçre’deki bir köyde bulunan bir otelde yaşar. Ancak bir gün bu solgun ve baskıcı dünyayı dize getirmek ister ve bir otel çalışanı olan Sofia ile tanışır. Bundan sonra geri dönüş yoktur.

İtalyan filmleri listemizde yer alan şahane yapım, 2004 Cannes Film Festivali’nde yarıştı ve En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu dahil olmak üzere beş ödül kazandı.